2 Ekim 2022 Pazar

BİR İÇ DÖKME

 hangi mevsim bu diye sorma bana içimde hep bir zemheri içimde hep bir kara kış hangi ay deme bana içimde şubatın keskin soğukları kol geziyor hiç bilmediğim tanımadığım hüzünlere ev sahipliği yapıyor yüreğim şimdilerde .

tuhaf hala mavi gökyüzü ve hala kuşlar uçuyor hala gülüyor bazı çocuklar . insan sevmek ne kadar zor olabilir ki diyorum ve  bir dedenin gözlerindeki sevgide buruşuk ellerindeki alyansa bakınca  utanıyorum sorduğum soruya; mezarlıkta ağlayan kadını görünce vazgeçiyorum . ne de garip insanoğlu her gün biraz daha şaşırıyorum her gün biraz daha seviniyor ve ondan daha çok üzülüyorum . gelen nesil her geçen gün daha da ürkütüyor beni bir çocuk yetişiyor annesinin en derinine kadar ürperek baktığı ve bir nesil yetişiyor umudumu yeşertecek . her birinin ellerine papatyalar ortancalar yerleştiriyorum belki dünya daha güzel olur diye . 

ne kadar da yalnızız etrafımızda yüzlerce insan içimiz ne kadar da yalnız ve ne kadar da anlatamıyoruz derdimizi ne kadar da yetmiyor bazen kelimeler . neyi beklediğini bilmeden gözlerimiz yolda bekliyoruz elimdeki sigaranın dumanı göklere gidiyor . birini söndürmeden diğerini yakıyorum . elimdeki kitap aylardır bitmiyor bir sayfayı okuyorum okuyorum . aslına bakarsan nefretim gün güne artıyor yok sayılmaz görünmez gibi olmak çok koyuyor . yüreğimde seller çığlar tüm felaketler bir bir birikiyor . tüm helak olan kavimlerin günahları veballeri yüreğimde sıkışmış gibi . bir müzik çalıyor arka fonda sürekli . yüreğimin bir tarafları aşırı sızlıyor .

ölsem gitsem 5 parmağı geçmez sanki arkamdan ağlayan oysa ben ne de çok severim herkesi .

dökülüyor yaşlar bir bir kimsecikler görmeden bir köşe kenarda . 

ve bir kadın burdayım diye bağırıyor...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder