5 Eylül 2018 Çarşamba

ACININ ADI : İDLİB

Merhaba can okurlar canan okurlar :

umarım iyi gidiyordur hayat sizin için. sabahtan beri başımı sızlatan ağrı biraz hafifleyince yazmak istedi sizlere .
çok uzun zamandır haberleri izlemeyi bıraktım bunu daha önceki yazılarımda da paylaşmıştım .
ama ne yazık kaçtığın şey seni en çaresiz yanından vururmuş ya öyle oldu.
öğretmenler odasına günlük imzamı atmak için gittiğimde  haberler açıktı . çıkan  son dakika rusya idlib'i vurdu haberiydi . sandelyeye yavaşça oturdum ve sadece izledim koşan bağıran ağlayan insanları izledim . abdli rus vekilleri dinledim . haber sunan kadını dinledim tepkisiz kaldım sesini açtım biraz daha onun sesini açınca içimdeki sesler biz burdayız dercesine bağırmaya başladılar .

bir ağrı saplandı sonra başıma öğleden sonra bir ağrı kesici 3 saatlik bir uykudan sonra biraz daha iyiyim .
ya da olmaya çalışıyorum en azından .
bardağın boş kısmı şu ki siviller ölüyor bebekler ölüyor ...
dolu kısmıysa ;
geçen sene idlibe kimyasal silahla yapılan saldırı geldi aklıma daha 4-5 aylık öğretmenim sınıfta kimseye nerelisin demek aklıma gelmemiş . ertesi gün okula gittiğimde nereli olduklarını sordum en çalışkan 2 öğrencim 1 afacanım ve 7 öğrencim daha idlibliymiş . sınıfta en arka sıraya geçtim uzun uzun baktım onlara . ya burda olmasalardı dedim . o elma kokusu onları da çekecek dışarıya ve minicik gözleri kapanacaktı belki . akşam eve gelip ağlayıp şükretmiştim . ateş düştüğü yeri yakıyor bunları tanıyorum ve ya orda olsalardı diye üzülüyorum ama orda benim tanımadığım 10 çocuk dün kapattı gözlerini. 2-3 gün en fazla üzülüyor insan sonra tekrar telaşlar telaşlar..

hayata umut dolu bakın dua edin herşey inanmakla başlar . inanın . Her sabah uyandığımızda onlar için gökyüzüne bakarak dualar edin Rabbim bana mezini yemini abdurrahmanı suheyli sabiti bağışladı . ordaki mezinlere dua edin . elimizden birşey gelmiyor demeyi bırakalım ve umut edelim. umut etmek değil midir yaşamak .
umut etmek dua etmek ve sabretmek tevekkül etmek ve beklemek . onun verdiğinde bir hayır vardır diyip beklemek . yıllarca yüzü gülmeyen bir alime sormuşlar neden yüzün gülmüyor diye mescidi aksadaki kardeşlerim ağlarken nasıl gülerim demiş. o seviyeye ulaşmak bizim için her ne kadar zor olsa da aklımıza düştünde dua etmek bir o kadar kolay.
selam ve dua ile canlar velhasıl yapabileceklerim bunlardan ibaret .

26 Temmuz 2018 Perşembe

ÖYLESİNE

Merhaba can okurlarım

uzun zaman oldu yine ah bir dikiş tutturabilsem şu yazma işinde .
hayata dikiş tutturamadığım gibi bu işte de dikiş tutturamıyorum .

öylesine bir yazı olsun hadi bu da . hastalık insanın günahlarını temizlermiş demiş büyük bir insan. evet bu aralar çok hastayım lakin temizlenir mi onca günah bilemedim.

neden sadece mutsuz olduğum anlar yazmak istiyor insan . acaba büyük yazarlar sadece mutsuz olduklarında mı yazmışlar onca güzel yazıyı .
gerçi ne kadar canım sıkılmış olsa da yazdıklarımın bir değer ifade etmediğini ve kıyaslanamayacağını farkındayım neyse ki.

insanlar birbirlerine düşman olmuşlar herkes birbirine düşmanca bakıyor acaba ben mi bu denli karamsarım bilmiyorum ama gördüklerim üzüyor . doktorum aynur bu mideye ne olmuş ne derdin var bu kadar dedi ...  midemde asitlerden dolayı yaralar var yasaklı onlarca yiyecek sigara kafein kahve ...
kendimi sorguluyorum günlerdir sebebi ne diye de bulamadım doktor dedi ki insan de; geç takma bu kadar .
ah be haluk bey taksam da neyi değiştirebiliyorum ki .  dünyayı güzelleştirmek adına tek bir taş döşeyemedim ki ben .
acılarını dinlemekten tanık olmaktan başka ne yapabildim ki .
ben bir bayram sabahı ağlayan 3 çocuğa derman olamadım . yutkundum aç karnına içtiğim sigaralar oldu benim . kafamı kaldırdığımda yukarıya akmasın istedim yaşlar.
ağlamak büyük adam işi çünkü . ağlamayı da hak etmek lazım . boğazım acıdı benim  ve bir yumru hissettim midemde .

insanlara zararım olmasın istedim insanları hep mutlu etmek istedim .. çok kırdılar
çok incittiler keşke şu satırlardan birini okuyup da azıcık kendilerini sorgulasalar. ama gerçi umurlarında olsa bunlar olmazdı de mi?

bu blokta yazdığım son kişisel yazım olsun bu da benim . devamını ismini hiç bilmediğiniz bir yerden devam edeceğim . susmadan umursamadan yazacağım.
 burası benim minnaklarımın bloğu olarak temiz saf kalsın . onca siyaha rağmen burası bir denli beyaz kalsın . yine ne diyor bu kız diyeceksiniz içinizden ben de böyle döküyorum  içimden geçenleri  seviyorum sizi ismini bilediğim okurlarım iyiki varsınız .

16 Nisan 2018 Pazartesi

VEFA..


Son zamanlarda çevremdeki insanlarda tanıdıklarımın yüzlerinde konuşmalarında bulamadığım tamamlayamadığım bu kelime üzerinden devam edelim mi ..

VEFA kelime anlamı olarak bağlılık demek ;sevgide bağlılık ..






 Vefakâr olmanın, yani sırf Allah rızası için sevmenin mükafatı büyüktür.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kıyamette hiç bir himayenin bulunmadığı zaman, Allahü teâlânın himayesinde bulunacak yedi kişiden biri, birbirini [sırf Allah rızası için] sevenlerdir.) [Buhari]


sevmek bu kadar kolayken neden nefreti seçiyoruz neden kalp kırıyoruz ..

geçen sene yaşadığım bir olayı anlatayım sizlere 1. sınıfa giden bir erkek öğrenci var ve inanılmaz yaramaz 3 kere sınıfını değiştirdiler inanılmaz tatlı bir çocuk bende 3. sınıflara giriyorum bir gün baktım müdürünün kapısının önünde ağlıyor içim gitti hemen gittim yanına gittim  dedim noldu bu öğrenciye dediler ki çok yaramaz durmuyor sınıfta ..

normal şartlarda 1 ve 2. sınıf öğrencileri zaten gelişim dönemleri dolayısıyla çok hareketli oluyorlar . ama eğer biraz daha fazlaysa bu durum bir sıkıntı var demektir müdürün yanına girdim dedim bu çocuğun annesi babası nerde aldığım cevap yıktı beni annesi ve babası savaşta şehit olmuş çocuk çadırda bir akrabasının yanında kalıyormuş .

bunlar beni çok etkiler hatta derbeder eder .. müdürün odasından çıktım baktım kenarda ağlıyor gittim aldım kucağıma oturttum .. bu çok mu zor al o çocuğu bir derdi var bunun ya yetim kamış öksüz daha 6-7 yaşında onun yüreğini aç bakalım bir neler var .. çoğu kez kendi sınıfımdaki derslere çağırıyordum resim kağıdı veriyordum eline dersimi anlatıyordum ..

3 günlük sevgilisinden ayrılan depresyondan depresyona giren irem su ve onun gibilere  ders olur mu bilmem ama ne dertler var . ne kaybettim onun başını okşayınca mahallenin başında benim servisten inmemi beklerlerdi. bunun için çok da bişeyler yapmadım ben sadece sevdim karşılık beklemeden çok mu zor peki

ben sevmeyi tercih ettim ve inanın bana o kadar güzel ki.. bana bakarken gözlerinin içi gülüyor onların :)

hadi olayı vefaya bağlayalım vefa sevgide bağlılık demek sözünde durmak demek ..

hani komşusu açken tok yatan bizden değil demiş ya alemler sultanı .. komşumuz ne durumda yanımda oturan arkadaşımın ne derdi var . karşılık beklemeyi bırakalım mı biraz karşılıksız sevelim mi birbirimizi yardım ellerimizi kalbimizi dört bir yere uzatalım mı ?

Cennet annelerin ayakları altında of bile demeyin denmiş öyle anneler var ki gözyaşları yanaklarına değil de kalbine akan yüreğine akan uykusuz kızarmış gözlerle pencereler arkasında bekleyen .. dilinde fısıltılara karışan dualarla bekleyen ..

peki ne kadar vefakar oluyoruz onlara karşı .. bağlı mıyız sıkı sıkı ..

arkadaşlık dostluk ne kaldı bizden geriye dünya neden yaşanmaz bir yer haline geldi . neden herkes birilerini suçlayıp duruyor suç benim suç bizim güvenmeyi unuttuk vefayı unuttuk karşılıksız sevemedik hep bişeyler bekledik ..

bir çocuk gördüğünde hiç bişey yapmasak da gülümsemeyi unuttuk ..

Annemin dedesi çok muhim bir insandı. yanına her gittiğimizde bize küçük akide şekerleri verirdi .

aradan yıllar geçti de o tat gitmedi benden ah dedem vefasız torunlar olduk affet ..

nerde o şekerlerin verdiği tat samimiyet .

yıllar geçti çok insan vardı çevremde bir tarafı hep yalnız kalır ya insanın bir tarafımız hep yarım kaldı da gereksiz neler soktuk o boşluklara..

 büyüdü o boşluklar dolmaz oldu ..

bir sonbahar geldi de hep kahverengi kaldı içimiz gelsin artık bahar dolduralım ceplerimize akide şekerlerini elimizle değil yüreğimizle dağıtalım onları ..

o tat tekrar gelsin açsın papatyalar beyaz sarı . arılar en güzel ballarını yapsın . kelebekler rengarenk gezsin bir günlük şu dünyalarında ..

ağaçlar çiçek açsın pembe sarı beyaz .. portakal limon çiçeği koksun sokaklarımız

çok mu zor peki hayır değil herşey bizim elimizde başlayalım yeter ki ..

yüreğimizi yoklayalım hala sıcak bişeyler varsa bu işi başarırız biz ..

rabbime vefalı olmalıyım o sevgiye bağlı olmalıyım verdiklerini en güzel şekilde kullanmalıyım ..

bu da böyle bir yazı olsun canlar hadi yoklayalım içimizi kalmış mı ince bir sıcaklık ?




HAYIRLI GECELER DİLİNDE O TADI ARAYANLAR

7 Nisan 2018 Cumartesi

NİSAN GELDİ

hayırlı sabahlar güzel haftasonları az, öz, can okurlar


Evet tabiki de okulda maceralarım bitmiyor aynen tempo devam ..
bahardan mıdır bilinmez bir halsizlik mutsuzluk hali var üzerimde ..
ve tabi bir de öğrencileden ne yazık ki verim almak çok zor türkçe öğrenemiyorlar market bakkal çevre sürekli arapça konuşuyor türkçeyle haşır neşir olmadıkları için türkçe öğrenemiyorlar sadece 4-5 öğrencim var çaba gösteren  onlar da yarım yamalak biliyor ..

geçen gün yaşadığım bir olayı anlatayım sizlere ;
gusün adlı bir öğrencim var inanılmaz çok konuşuyor , derste en az 10 kere yanıma geliyor soru sormak için bir şeyi 10 kere anlatıyorum sınıfa  bir de ayrıca ona 10 kere anlatıyorum ..
geçen gün artık patladım inanılmaz derecede konuşuyor etrafındaki öğrenciler de dersi dinlemiyorlar. dayanamadım en az 10 kere uyardım baktım olmuyor dedim yürü idareye ben seninle baş edemiyorum .. neyse 5 dakika geçti sınıfa müdür yardımcısı geldi .. hocam bu öğrencinin babası yok çok üstüne gitmeyin dedi..
başımdan kaynar su döküldü resmen ne diyeceğimi bilemedim elim ayağım boşaldı .
neyse tenefüsü zor ettim hemen idareye gittim .. öğrenci hakkında bilgi almak için sordum babası nerde ne zaman vefat etmiş diye .. bundan 3 yıl önce savaş başlayınca suriyede bunlar ailecek sınıra yakın bir bölgeye göç etmişler .. babası da bir çatışmada şehit olmuş erkek kardeşleri ve annesiyle ortada kalmışlar ..
neyse sonra çadırkente yerleşmişler tabi baba yok kardeşleri de ne bulursa ne kdar çalışırlarsa o giriyor tabi eve .. dengesizliğinin nedenini anlamıştım o yaşta bir kız çocuğu için zordu yaşadıkları ..
her gün bunları duymak bunlarla iç içe olmak inanılmaz zor geliyor bana .. yaşadıklarının altında eziliyorum .. size bu yazının bir kısmını Viranşehir yolunda yazıyorum .. tavafuk diyeceğim ama zaten iki kişiden biri Suriyeli burda yanımda da Suriyeli bir anne kucağında iki çocuğuyla oturuyor .. tek kızdığım şey bu yaşam şartlarına rağmen hala çok fazla çocuk sahibi olmaları tabi bu da onların kararı kendilerince haklı gerekçeleri var muhakkak .. bazen dilimde boğazımda birikiyor ne yazsam diyorum  nasıl anlatsam şaşırıp kalıyorum.. düşünsenize evlerinde banyo tuvalet bile yok ortak kullanıyor mahalleler .. ne yazık ki yanımda oturan bayan o kadar kötü kokuyor ki bu geldi aklıma ..   ben diyorum anne hepsine yuva olabilseydim; ülkemdeki açlara yetimlere anne ..senin gibi açsaydım kollarımı , beyazı solmuş perdelerden dışarı bakan , her gün başka bir acı yudumlayan kadınları , tellerin arkasından bakan siyah gözleri , ıssız bir bankta üstüne gazete örtüp yatan çocukları başının altına ayakkabısı koyan çocukları , burnu akan ama elinde sattığı mendillerle silemeyen elbiselerinin kolları beyaz çocukları ,babası okula gönderecek sanarken beyaz kefenle evlenen çocukları evinde süt olmadığı için şekerli su içen çocukları babası annesini döverken  bir kenarda intikam almak için dişlerini Sıkan çocukları , ne bileyim  işte yüreği ağzında yaşayan hepsini hepsini almak isterdim yüreğime kalbime kucağıma ..

2 Nisan 2018 Pazartesi

VAZGEÇMEYENLERE !!

Bir pazartesi gecesinden herkese merhaba ..
evet Kazadan sonra üç gün okula gitmedim sonra da raporu uzatmadım özledim minnaklarımı :)
 normalde 5 dakikalık yürüme mesafesi yarım saat yürüdükten sonra okula vardım . sınıfa girdim elimde sargı ayağım topallıyor bunlar koşarak geldiler öğretmen ne oldu anlattım trafik kazası diye bir öğrencim ağladı ya ... ya bu nasıl bir his biliyor musunuz ? ya bilmiyorum bunca kötülük fitne varken onlardan bu sevgiyi görmek derinlerde bir yerde çok başka duygular uyandırıyor bende ..
sonra iyiyim diyorum ; yok anlamıyorlar çantamı alıyorlar bana taşıtmıyorlar kitaplarımı alıyorlar .
sınıfa girmek için bir basamak var iki öğrenci seçmişler onlar koluma giriyor beni sınıfa onlar girdiriyorlar.
bir tane sandalye çekmek içim görevli seçmişler
 bir tanesi tahtayı silmek için
 biri sınıfı susturmak için
 üç tanesi koruma için görevli kimse bana çok yaklaşmasın diye :)
bunları yazarken bile 32 dişim açık yazıyorum ..
Ertesi gün sınıfa bir gürdüm cipsler kekler çekirdekler ben girdim nasıl alkışlıyorlar beni ..
ya dedim hakediyor muyum bu sevgiyi gerçekten .. tenefüste yedik içtik fotoğraf çektik tabiki de :)
baktım gökyüzüne sonra mavi beyaz .. kızlarımın gözlerine baktım daha mavi daha beyaz  daha umutlu daha temiz .. toz vardı pis vardı koku vardı .. hiç birini duymadım ben hiç bir pisliği görmedim güzel baktım onlara güzellikleri gördüm sarıldım . bir öğrencimin babası savaşta şehit olmuş onun babası olmak istedim bir öğrencimin annesi yokmuş kardeşi dünyaya gelirken o gitmiş onun annesi olmak istedim hiç üzülmeseler dedim tüm eksikliklerini ben kapatsam o boşlukta hiç yaşamasalar bir tanesinin eşarbını bir tanesinin saçlarını yaptım .. birisi ağlarken gözyaşlarını misafir ettim omzumda .. Öğretmenim benim anne sen dedi .. Elimden gelse çıkarır alırdım sizi evim sizin olsun yatağım yastığım ağlamayın yeter ki .. rengarenk reçellerle dolu bembeyaz örtülerde kahvaltılar hazırlayıp tek tek öperek uyandırsam sizi .. oyunlar oynasak .. daha 3. sınıfa giden bir çocuk yasini ezber yapıyor gözlerindeki o ışık olmak istedim günahkar ellerle gözlerle takip ettim ayetlerini ..
dilinden dökülen ayet olmak istedim çantasında taşıdığı buruşuk sure kitabı olmak istedim ..
çadırlarında üşürken ve ben sıcak yatağımda yatarken üstlerinde sırma yorganlar olmak istedim ..
velhasıl temiz saf beyaz mavi yeşil bir dünya olsun istedim ..
rabbim işimi kolaylaştır zorlaştırma hayırla tamamına erdir diye başla derdi kur'an kursu hocam her işine  rabbi esir dedim başladım yüzümü kara çıkarma Rabbim ..
HAYIRLI GECELER HALA VAZGEÇMEYENLER..

BİR NEFES


                       Hayat çok kısa ; bir nefes varız bir nefes yokuz bu dünyada ..


yaklaşık 10 gün önce ağır bir kaza atlattık .. Rabbim koruyor bin şükür ..
 eğer bir kez ölümden dönerseniz gökyüzü daha mavi çimen daha yeşil oluyor ; nefes almanın ne de büyük bir nimet olduğunu ; fatihayı ihlası fetihi yasini ; secdede uzunca beklemeyi ; abdest almanın ne büyük nimet olduğunu anlıyorsunuz .. 
ölüm bir nefes ,bir dakika,  burun buruna gelince daha da iyi  anlaşılıyor .. 
sağ serçe parmağım kırık ; yazabileceğim kadar yazmalıyım dedim .. tazeyken yine unutmadan .. 
arabadan çıktım yaşıyorum dedim .. yaşıyorum çok şükür  dedim ya gitseydim hesap vardı nasıl olacaktı  tek elimin hesabı verebilecek miydim .. 

ah ne kadar az düşünüyoruz ah nolacak ..
     dünya ah ışıklı allı pullu günahlar ..
          ah yalanlar dolanlar aldatmalar aldatmacalar geri dönüşler 
                 ah gıybetler dedikodular  havalar cakalar ah süsümüz  gösterişimiz . 
                         ah en kötü yanlarımız
                                 ah kendimizden bile sakladığımız günahlar ..
ne denilir ne anlatılır bilmiyorum .. ne anlatır ki bunları ne desem daha inandırıcı olur ne desem ne bağırsam ne haykırsam ..
ayağıma basmanın kıymetini neden  anladım .. elim zarar görünce  mi anladım yemek yemek su içmenin kıymetini .. 
bu da böyle bir yazı olsun be canlar .. 
Rabbim alma canımı nolur sana yakın olmadan..
 nolur bir lahza uzak etme senden uzaklaşmak istesek de en güzel şekilde döndür .. unutturma bize ..
ihsan ettiğin maddi ve manevi rızkımıza bereket eyle ..
 kalbimizi nefsimize aklımızı midemize ruhumuzu cesetimize hakim eyle .. 
o gün şeb-i arus olsun .. 
ölümü düğünü olanlardan eyle .. 
hayırlı geceler canlar .. 


15 Mart 2018 Perşembe

BEKLİYORUM ..

SANA BÜYÜK CADDELERİN BİRİNDE RASTLASAM ELİMİ UZATSAM TUTSAM
GÖTÜRSEM GÖZLERİNE BAKSAM GÖZLERİNE KONUŞMASAK
 ANLASAN..

GÜLTEN AKIN

Gözlerine bakarak anlaşılan insanlar ne kadar da özel değil mi bu yazı öğrencilerimle ilgili değil . gerçi belki bir yerlere sıkıştırabilirim bana belli olmaz .
acı nasıl da derin bir kavram.. yüreğinizin sızladığını hisettiniz mi hiç ?canınızın yandığını, kalbinizin kanadığını ben hissettim . aynaya baktım ve başka bir kadın gördüm karşımda omuzları çökmüş umudu tükenmiş
kolay olan yol neydi ki ?
gökyüzünün verdiği huzuru vermek bu kadar zor mu? ya da yağmurdan sonraki koku gibi hissettirmek oysa çok küçük şeylerden mutlu olan bir insanım esasında .
arkadaşlarıma mektuplar yazar defterlerinin arasına çantalarına bırakırdım . samimi olmak neden bu kadar zor ki .
çok mu iç karartıcı oldu bu seferki .. biliyorum çünkü pek de iyi hissetmediğim bir günde yazıyorum bunları size .
lisede bir arkadaşım doğum günümde bir cüzdan almıştı bordo . ( bu önemli ) o cüzdanı yıllarca kullandım her tarafı parçalandı ama atmadım , atamadım .. bilmem buna vefa dedim kendimce ..
bir cüzdanı bile hayatından çıkaramayan bu kadın bir insan gerçekten parçalamazsa  hayatından çıkaramaz .
bugün herkes için normal bir gün belki de benim geriye kalan hayatımın ikinci günü .
ah bir bilseniz şu acıyı ah bi anlatabilsem .
Mehmet Akif diyor ya DİLİ YOK KALBİMİN ONDAN NE KADAR  BİZARIM ..
kahveler yapıyorum tek başına içiyorum .. gökyüzünü içiyorum kahveyle .. çayıma şeker atmayı unutalı çok oldu .
hayatımı güzelleştiren şey  siyah çocuklarım benim bide ailem .. gülüşleri ,bakışları, tertemiz kalpleri... Allahım değmesin onlara hiç bir kötülük hep mutlu olsunlar masmavi bir gökyüzüne uyansınlar her sabah .
her sabah pencerelerini açtıklarında çayır çimen dolsun evlerine ..
günlerdir çalmayan telefonum hatırlatıyor herşeyi..
 oturdum bir bir düşündüm her şeyi .. neydi hata nerede yapmıştım ..
hayatım boyunca çok değer verme kaybedersin lafına inat değerler saçtım etrafıma .. böyle olmamalıydı başkasının acısına onlardan çok ben üzülmeliydim . annesi yokmuş bir arkadaşımın bunu günlerce düşünüp üzüldüm onun yaşadıklarını hayal ettim deli diyorlar bana bu delilikse severim böyle deliliği .. haber izlemez oldum .. televizyonu açınca ışıklar kapanıyor tek tek sanki . kararıyor sanki dünya . nasıl da güzel unutturuyorlar değil mi herşeyi . unutmak için mi yaşıyorum peki ..
deli miyim böylesi deliliği seviyorum ben ..
hayırlı akşamlar acılarının başını evcimen taşlarla okşayanlar ..

14 Mart 2018 Çarşamba

SARILIN ..

Aklıma gelenleri yazmaya devam o zaman ; bence öğretmen çok başka bir kavram olmalı öğretmen önce insan olmalı yeri geldiğinde sığınılacak düştüğünde koşarak sarılacağın kişi olmalı ;ben böyle bir öğretmen olmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum .

çadır kentte çalışıyorum ve şartlar gerekten inanılmaz zor ve kötü .. tabii ki halimize bin şükür . haliyle temizlik kavramı ne yazık ki yerlerde . sınıfımda sadece kız öğrencilerim var ve onlardan ben sorumluyum .inanılmaz bir bit salgını var her gün düzenli olarak kontrol yapıyordum sınıfta . baktım durum artık beni aşıyor. öğretmenler odasında söyledim; bir kaç hoca ıyyy ayy falan dediler bana . tamam Aynur bak başının çaresine dedim ve kamp idaresine başvurdum durum böyle ilerde daha kötü olacak önünü almazsak diye . onlarda sağ olsunlar bana bir koliden fazla bit şampuanı getirdiler . tercüman çağırdım tek tek anlattım nasıl kullanılır diye .. . Arkadaşlara anlatıyorum . bana sakın sarılma uzak dur bak sana da bulaşır diyorlar . birşey söyleyeyim mi çok komik geliyor bunlar bana . bir öğrencimin başında inanılmaz fazla vardı . temiz mi öğretmen dedi temiz kızım dedim sınıfta . .tenefüste görünce hemen çağırdım yanıma dedim kızım kafanda çok bit var annene söyle şampuanla yıkasın tamam mı ? tamam öğretmenim dedi ve o kadar güzel sarıldı ki bana kim böyle karşılıksız seviyor beni ya dedim .

 ilkokulda bir öğretmenim vardı . üzgünüm öğretmen dediğim için...
 Ailem muhafazakar bir aile ve ilkokulu sakaryada okudum . okul değişikliği yapmak zorunda kaldım ailem taşındığı için.. beni sınıfa yerleştirdi annem ve babam.. annem siyah bir pardösü ve siyah eşarp bağlıyor . öğretmen de sözle cumhuriyetçi bir insandı . o zamanlar bunların ne anlama geldiğini pek de bilmezdim . 40 kişilik sınıfta herkesi 4 lü grup yapardı beni en arkada tekli oturturdu. Ailem okula durumumu sormak için gelirdi tabi . onlar gittikten sonra pencereden onları gösterir bakın bunlar cumhuriyet düşmanı derdi . 5.sınıfta türbana girdim bu kesinlikle benim kararımdı . ve dersler boyu öğretmen ve bütün sınıf giydiğim taktığım örtüyü ailemi tartışırdı.

 O günler dedim ki evet ben öğretmen olmalıyım . insanları ırklarına giyindiklerine göre yargılamamayı onlara öğretmeliyim . Rabbim bana bunu nasip etti . inşallah hakkıyla öğretmen olanlardan nasip etsin . sarılın sevin belki de sarılmanız hiç bilmediğiniz bir yarasına iyi geliyordur o çocuğun . Hep söylerim söyleyeceğim sevgi canlar bir şey götürmez aksine az da olsa şu karanlık gökyüzünde bir ışık olur ..
 Hayırlı akşamlar ..

13 Mart 2018 Salı

BİR KÜÇÜK TERENNÜM..

uzun zamandır yazmaya ara vermiştim . Aslında sadece yazmaktı amacım sadece ama çevremde olan insanlar biraz umutsuzca yaklaşınca bende ne yazık ki uydum onlara ve vazgeçmiştim. ama vazgeçmemem gerektiğini hatırladım .
hayatın hiç bir safhasında hiç vazgeçen bir insan olmadım ve herkes tarafından çok güçlü olarak tanımladılar beni .
ama gücümün takatimin tükendiği şu günlerde yazmam gerekiyor diyorum ..
Yazmam lazım..
 bir amacım olmalı bu hayatta yaşadıklarımı bildiklerimi paylaşmalıyım dinleyen dinlemeyen herkese duyan duymayan herkese anlatmalıyım .
içimde birikenler patlamadan anlatmalıyım.
en basitinden başlayalım mı mesela ; sabır ..
ne kadar da çok unuttuğumuz bir kavram değil mi ? en küçük şeylerde ne de çabuk isyan ediyoruz d .. elimizdekiler bizimmiş gibi davranıyoruz kaybettiklerimizin kıymetini kaybedince anlıyoruz ..
elimizdekiler peki ne kadar bizim ki .. üniversitedeyken 5 lirayla okula giderdim 2 lirayla okula gider 2 lirayla gelirdim kalan 1 lirayı çay parası yapardım ve inanılmaz mutluydum huzurluydum .
şimdi aldığım paraya bakıyorum bin şükür ;verene yüz bin şükür . ama yaşadığım huzura bakıyorum o zamanlarla kıyaslanamaz bile bazı şeyler azken güzel belki de .
Allahı unutttukça huzur kavramı değerini yitiriyor . yaşadığımız hayatı anlamsız kılıyor yaşananlar .
çevreme bakıyorum kendime bakıyorum ne için yaşıyoruz hayata geliş amacımız ne ot gibi yaşamak olsaydı rabbim bize bu aklı neden verdi . . 
Telefona sosyal medyaya arkadaşa sevgiliye ayırdığımız zamanın ne kadarı onları bize verene gönderene ayırıyoruz . duayı neden sadece kötü anlarda en diplerdeyken hatırlıyoruz . tabiki de kötü olduğunda gidilecek tek kapımız o bizim peki her şey düzelince şükür hayatımız ne kadarını kaplıyor .
sen iyi güzel konuşuyorsun da peki yaşıyor musun bunları diyeceksiniz belki de bu yazı benim de bazı şeyleri hatırlamam içindir.
bin hata bin tövbe kapından eşsiz deryandan mahrum bırakma rabbim biz uzaklaşmak istesekte bir adım öteye gidemeyelim senden .. gidecek her yol sadece sana çıksın ...
dostlar kardeşler canlar unutmayalım unutursak yaşayamayız . unutursak dünde takılır kalır da yarına bir türlü gidemeyenlerden oluruz .
her daim bilen bildikleriyle amel edenlerden et rabbim ..
HAYIRLI GECELER ..